27 Temmuz 2012 Cuma

Güzel Yaz

D&R indiriminden alınmış bir başka kitap. Bünye bu zamanda 5 liraya kitap görünce dayanamıyor ve nasılsa okurum diyerek sepetini dolduruyor.

Cesare Pavese daha önce kitaplarını okumadığım bir yazar. Aslında "Yaşama Uğraşı" adlı kitabını bir arkadaşım vermişti ve 8 senedir kütüphanede okunmayı bekliyor:( 1950 Strega Ödülü* ibaresine bakarak Güzel Yaz'ı aldım. 112 sayfaydı ve hızlıca ve kısa sürede okunabilecek kitaplardan birine benziyordu. Açıkçası epeydir kitap okuyamadığım için, kütüphane bekleyen yüzlercesi olmasına rağmen, okuma aşkımı yeniden alevlendirecek eserlere ihtiyacım vardı. Bu kitap o açıdan yanlış bir seçim oldu veya Binbir Gece Mektupları'nın üstüne gitmedi. Evet kısa ve hızlı okunuyor ama bir tat vermiyor. Belki yanlış zamanda okudum, belki de bebeğim uyanmadan hızla bitireyim derken gereken özeni gösteremedim.


Arka kapak yazısına göre kitap yazarın bir otel odasında intihar etmeden kısa bir süre önce tek başlık altında topladığı üç romandan birisiymiş.

Romanın konusu iki genç kızın özgür yaşantısından ibaret.1950'lerde italyan gençlerinin yaşamından bir kesit sunmaya çalışsa da bana kopuk diyalogları nedeniyle biraz anlamsız geldi. Baş karakter Ginia'nın hayatı, ressamlar için çıplak modellik yapan Amelia ile tanışmasıyla yavaş yavaş değişir ve olaylar bu ilişki çerçevesinde ilerler. Amelia vasıtasıyla ressamlarla tanışır Ginia ve yeni bir ilişkiye atılır. Yazar kadın-erkek ve kadın-kadın ilişkilerini (cinsellik açısından da) irdelemiş ancak dili bana pek akıcı gelmedi. Kitaptaki diğer karakterlerden ve neler olduğundan bahsedesim yok. Sanıyorum Murat Gülsoy üzerine okumak iyi olmadı.

*Strega Ödülü (Premio Strega), her yıl İtalya’da yayımlanmış bir kitaba verilen saygın ödüllerdendir.

Binbir Gece Mektupları

2003 yılında Can Yayınları'ndan çıkmış olan bu kitap, D&R'ın yaz indirimi sayesinde geçti elime. Sevgilinin Geciken Ölümü romanıyla tanımıştım Murat Gülsoy'u. Bu kitabını da alayım kötü çıkmaz dedim ve yanılmamışım.
Kitap dokuz öyküden oluşuyor, aslında on ama en son öykü Binbir Gece Mektupları'nı öykü olarak görmüyorum. Son yazı daha çok ilk dokuz öyküye gönderme yapan bir deneme veya mektuplar dizisi. Son yazıyı okuduktan sonra tekrar başa sarıp okuyasınız geliyor kitabı. Murat Gülsoy'un zekice kurgulanmış öykülerini yeniden okumak, Binbir Gece Mektupları ile bağdaştırmak istiyorsunuz.

Öykülerden en çok Asansör'ü beğendim. Bir adamın asansör fobisini anlatıyor. Elden Ele öyküsü de kurgu açısından güzel. Gülsoy'un psikoloji eğitimi almış olması kitaplarına da fazlasıyla yansımış, psikolojik çözümlemeler, gözlemler de ayrı güzel. Ah bir de Sigarayı Bırakmanın En İyi Yolu’ndaki tarzı da epey değişik, günlük yazar gibi ama sonuçta yine döktürmüş Gülsoy. Yazdığımda oradan oraya atlayıp, sanki bir anda konudan kopan notlarım gibi olmuş:) Öykü içinde öykü tadı, karakterlerin gayet sıradan ama bir o kadar da ilgi çekici olması, usta bir kalemin göstergesi bana göre.

 Binbir Gece Mektupları 188 sayfa ve oldukça akıcı, rahatlıkla okunacak, okurken sizi düşündürecek ve kurgusundan zevk almanızı sağlayacak bir kitap. Öykülerden uzun uzun bahsedip özet vermeyeceğim. Hiç bir şey bilmeden okuyup tadını çıkarmanız tercihimdir. Kitabı bitirdikten sonra indirimden bir başka Murat Gülsoy kitabı bulup aldım. Onu da kısa sürede okuyup, burada yorumlamayı umuyorum. Türk yazarlardan birisinin daha müdavimi olacağıma sevindim, elimizde olmayan Gülsoy kitapları da en kısa sürede temin edilip okunacak.

Yazar hakkında daha fazla bilgi ve yakın takip için blogunu ziyaret edebilirsiniz.

Sizlere de keyifli okumalar...